bişeyler bişeyler

Fotoğrafım
Ankara'nın bağlarından geliyorum, China
Tuhaf kostüm ve aletlerle göllere girip çıkan birisiyim. kurumuş yapraklara basmayı seviyorum. mikroskop fotoğrafçılığı yapıyorum. büyüyünce bando şefi olacağım.

11 Aralık 2011

Aytaç'a

Güneş artık hoşcakal diyordu iki dağın arasından usul usul, bizse hiç oralı değildik.. çünkü bizim işimiz rüzgarlaydı. uçurtmalarımız neredeyse görünmeyecek kadar havalanmıştı artık. yastığımız kurumuş yapraklar, halımız da çimlerdi, güzel de müzik yapıyordu şu rüzgar hani.. kuşlar mı dans ediyordu yoksa bulutlar mı karar veremedik. bulutları bir şeylere benzetmek en sevdiğimiz oyunlar arasındaydı. bir de çalı çırpı toplayıp yaktığımız ateşi izlemeyi severdik. yeri gelir gerizekalıya anlatır gibi bıkmaz üşenmez bana pes oynamayı öğretir yeri gelir araba bakımı bilgisi verir, yeri gelir balık pişirme teknikleri üzerinde kararsız kalırdık. çok güzel uçurtma yapar Aytaç.. çok da kral adamdır hani. dosttur, candır.. ama hassastır da.. adam gibi adamdır. korumuştur duygularının temizliğini , yeri geldiğinde sadece kalbiyle hareket etmesini de bilir. bazen aküsü biter aytaçın, işte o zaman parka çeker bekleriz, kullanmayız arabasını.. hayatlarımızın "kabuk değiştirme süreci"nde öğrenmiştik ki "aşk tarafından, aşkın takipçileri olarak seçilmeyenler, aşk çağırdığında işitemiyorlardı ;bu öykü onlar için değildi".. . . her zaman aktığı doğrultudan şaşan dereler gibiydik bundan böyle, göller dar geliyordu artık, rota denizdi. biz de denizli ve güneşli günler görmeliydik.. 
gerçekler her zaman istenildiği kadar neşeli  ve iyi olmuyordu ama biz aytaçla çok eğleniyorduk.

Hiç yorum yok: